Şiir

Olmasın Yâ Rab – Fuzûlî

Olmasın Yâ Rab – Fuzûlî şiiri

Yandı cânum hecr ile vasl-ı ruh-ı yâr isterem
Derd-mend-i firkatem dermân-ı dîdâr isterem

(Canım ayrılık ateşiyle yandı, sevgilinin yanağını istiyorum. Ayrılıktan dolayı hastayım, sevgilinin yüzünü görmekle derman bulmak istiyorum.)

Bülbül-i zârem değül bîhûde feryâd etdüğüm
Kalmışem nâlân kafes kaydinde gül-zâr isterem

(İnleyen bir bülbül gibiyim, feryatlarım boşuna değil. Kafesin içinde inler bir vaziyette kalakaldım, gül bahçesini istiyorum. )

Dehr bâzârında kâsiddür metâ’-ı himmetüm
Bu metâ’ı satmağa bir özge bâzâr isterem

(Çalışıp çabalamamın dünya pazarında herhangi bir karşılığı olmadı. Bu metaı satmak için başka bir pazar istiyorum.)

Fânî olmak isterem ya’nî belâ-yı dehrden
Râhat-ı cism-i za’îf ü cân-ı efgâr isterem

(Ben maddî varlığımdan kurtularak fani olmak istiyorum. Zayıf cismimin ve yaralı canımın dünyanın belasından kurtulmasını istiyorum. )

N’ola ger kılsam şeb-i hicrân temennâ-yı ecel
N’eyleyem çohdur gamum def’ine gam-hâr isterem

(Ayrılık gecesinin o dayanılmazlığı karşısında ölümü temenni etsem buna şaşılır mı hiç? Sıkıntım çok, sıkıntımı def etmek için bir gam ortağı istiyorum. )

Çün bekâ bezmindedür dil-dâr men hem durmazem
Bu fenâ deyrinde bezm-i vasl-ı dildâr isterem

(Sevgili bâkîlik meclisinde bulunuyor. Ben bu fanilik meyhanesinde durmak istemiyorum. Sevgilinin yüzüne kavuşma meclisini istiyorum.)

Ey Fuzûlî istemez kimse rızâsıyle fenâ
Men ki mundan özge bilmen çâre nâ-çâr isterem

(Ey Fuzûlî, hiç kimse kendi rızasıyla yok olmayı arzu etmez. Ama ben bundan başka bir çare bilmiyorum ve çaresiz olarak onu istiyorum.)

* * * * *

Benim tek hîç kim zâr ü perîşân olmasın yâ Rab
Esîr-i derd-i aşk u dâğ-ı hicrân olmasın yâ Rab

(Hiç kimse benim gibi ağlayıp inleyen bir duruma düşmesin. Aşk derdine ve ayrılık yaralarına esir olmasın ey Rabb’im!)

Dem-â-dem cevrlerdir çekdiğim bî-rahm bütlerden
Bu kâfirler esîri bir müselmân olmasın yâ Rab

(Merhameti olmayan put gibi güzel sevgililerden sürekli eza cefa çekiyorum. Hiçbir müslüman bu kâfirlere esir olmasın ey Rabb’im! )

Görüp endîşe-i katlimde ol mâhı budur derdim
Ki bu endîşeden ol meh peşîmân olmasın yâ Rab

(Ay gibi parlak yüzlü sevgilinin beni öldürmeyi düşündüğünü gördüm. O ay yüzlü güzel bu düşüncesinden pişman olup sakın vaçgeçmesin ey Rabb’im!)

Çıkarmak etseler tenden çekip peykânın ol servin
Çıkan olsun dil-i mecrûh peykân olmasın yâ Rab

(O servi boylu güzelin attığı bakış oklarını vücudumdan çıkarmak istediklerinde, yaralı gönlüm çıksın ama yeter ki o bakış oklarının temreni çıkmasın ey Rabb’im!)

Demen kim adli yok yâ zulmü çok her hâl ile olsa
Gönül tahtına andan gayrı sultân olmasın yâ Rab

(Adaleti olmasa da zulmü çok olsa da hiç fark etmez. Her ne hâl ile olursa olsun, gönlümün tahtında ondan başka sultan olmasın ey Rabb’im!)

Cefâ vü cevr ile mu’tâdem anlarsız n’olur hâlim
Cefâsına had ü cevrine pâyân olmasın yâ Rab

(Sıkıntı, eza ve cefaya alışkınım. Onlar olmazsa benim hâlim nice olur? O sevgilinin cefasına ve cevrine herhangi bir sınır olmasın ey Rabb’im!)

Fuzûlî buldu genc-i âfiyet mey-hâne küncünde
Mübârek mülkdür ol mülk vîrân olmasın yâ Rab

(Fuzûlî, afiyet hazinesini meyhane/tekke köşesinde buldu. O mülk mübarek bir mülktür, harap olmasın ey Rabb’im!)

Olmasın Yâ Rab – Fuzûlî

Şiir: Fuzûlî
Seslendiren: Serdar Tuncer

Bir Yorum Yaz