Şiir

Mecnûn’un Ancak Adı Var – Fuzûlî

Mecnûn’un Ancak Adı Var – Fuzûlî şiiri:

Nice yıllardur ser-i kûy-i melâmet beklerüz
Leşker-i sultân-ı irfânuz vilayet beklerüz

(Yıllardan beri biz melâmet köyünün başını tutmuşuz ve bekliyoruz. İrfan sultanının askerleriyiz, velâyet diyarını bekliyoruz.)

Sâkin-i hak-i der-i meyhâneyüz şâm ü seher
İrtifâ’-ı kadr içün bâb-ı sa’adet beklerüz

(Gece-gündüz meyhanenin kapısının eşiğinde oturuyoruz. Değerimizin yükselmesi için saadet kapısını bekliyoruz.)

Cîfe-i dünya değül kerkes gibi matlûbumuz
Bir bölük ankâlaruz Kâf-ı kanâ’at beklerüz

(Bizim amacımız akbabalar gibi dünya leşini talep etmek değil. Bizler bir bölük anka kuşu gibiyiz, Kaf dağını bekliyoruz.)

Hâb görmez çeşmümüz endîşe-i ağyârdan
Pas-bânuz genc-i esrâr-ı muhabbet beklerüz

(Düşmanların endişesinden dolayı bizim gözümüz uyku görmez. Çünkü biz muhabbet sırlarının hazinesini bekliyoruz. )

Sûret-i dîvâr idüpdür hayret-i ışkun bizi
Gayr seyr-i bâğ ider biz künc-i mihnet beklerüz

(Ey sevgili! Senin aşkının hayreti bizi duvardaki resme benzetmiştir. Başkaları bağ-bahçe gezerler, eğlenirler; bizse sıkıntı köşesini bekliyoruz.)

Kârbân-ı râh-ı tecrîdüz hatar havfın çeküp
Gâh Mecnun gâh men devr ile nevbet beklerüz

(Soyutlama, yani Allah’tan başka her şeyden kendimizi kurtarma yolunun kervancısıyız. Tehlikeli bir şey olur korkusuyla bazen Mecnûn bazen de ben sırayla nöbet bekliyoruz.)

Sanmanuz kim giceler bîhûdedür efgânumuz
Mülk-i ışk içre hisâr-ı istikâmet beklerüz

(Geceleri bizim feryat ve figanımızı boşuna zannetmeyin. Aşk mülkünün içinde, istikamet kalesini bekliyoruz.)

Yatdılar Ferhâd ü Mecnûn mest-i câm-ı ışk olup
Ey Fuzûli biz olar yatdukca sohbet beklerüz

(Mecnûn ve Ferhat, aşk kadehinin sarhoşu olup yattılar, uyudular. Ey Fuzûlî, varsın onlar yatsın uyusunlar. Onlar yattıkça sohbet meclisini biz bekliyoruz.)

– – –

Mende Mecnûn’dan füzûn âşıklık isti’dâdı var
Âşık-ı sâdık menem Mecnûn’un ancak adı var

(Bende, Mecnûn’dan daha fazla âşıklık yeteneği var. Sadık âşık benim, Mecnûn’un sadece adı çıkmış. (Mecnûn’dan geriye sadece bir ad kalmış)

N’ola kan dökmekde mâhir olsa çeşmim merdümü
Nutfe-i kâbildürür gamzen kimi üstâdı var

(Ey sevgili! Senin gözbebeklerin kan dökmek hususunda yetenekli olsa buna şaşılır mı hiç? O, kabiliyetli bir nutfedir ve senin gamzen gibi bir üstadı vardır / O, Hz. dem’in oğlu ve aynı zamanda ilk katil olan Kâbil’in nutfesindendir ve ayrıca senin gamzen gibi de bir üstadı vardır.)

Kıl tefâhur kim senin hem var men tek âşıkın
Leylî’nin Mecnûn’ı Şîrîn’in eğer Ferhâd’ı var

(Ey sevgili! Her ne kadar Leylâ’nın Mecnûn’u, Şirin’in Ferhat’ı varsa da senin benim gibi bir âşığın var, bununla ne kadar övünsen az. )

Ehl-i temkînem meni benzetme ey gül bülbüle
Derde yoh sabrı anun her lâhza min feryâdı var

(Ey gül gibi olan sevgili! Sen beni bülbüle benzetme. Bülbülün derde sabrı yok her an binlerce feryat ediyor. )

Öyle bed-hâlem ki ahvâlim görende şâd olur
Her kimin kim devr cevrinden dil-i nâ-şâdı var

(Öyle kötü bir hâldeyim ki dünyanın sıkıntısından dolayı gönlü mutsuz olan herkes, beni görünce mutlu oluyor. )

Gezme ey gönlüm kuşu gâfil fezâ-yı aşkda
Kim bu sahrânın güzer-gehlerde çok sayyâdı var

(Ey bir kuşa benzeyen gönlüm! Aşkın fezasında gafil gafil gezme. Bu çölün güzergâhında çok fazla avcı var. )

Ey Fuzûlî aşk men’in kılma nâsihden kabûl
Akl tedbîridir ol sanma ki bir bünyâdı var

(Ey Fuzûlî! Vaizden seni aşktan men eden nasihatleri sakın dinleme. O aklın bir tedbiridir, akılla alınan bir karardır. Sen gönlünle karar veren bir insansın, sakın o nasihatlerin bir temeli, dayanağı var zannetme.)

 

Mecnûn’un Ancak Adı Var – Fuzûlî

Şiir: Fuzûlî
Seslendiren: Serdar Tuncer

Bir Yorum Yaz